Biz Kimiz?

Dijital Göçebe Okulu Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Limited Şirketi Deniz Duman liderliğinde kurulan Türkiye'nin Trademark'lı İlk ve Tek profesyonel Info Marketing Koçluk programıdır. Okul katılımcılarına kendi sektörleri özelinde ya da sıfırdan seçecekleri niş alanları özelinde Dijital Mecralarda Info Marketing sistemlerini kurarak dominasyon kurmalarını sağlamayı öğretir. Katılımcılar kurdukları otomasyon sistemleri sayesinde dijital varlıklarının satışı ile Ekonomik, Zamansal ve Mekansal Özgürlük parametrelerini eline almalarını sağlayacak sistemleri öğrenirler.

Ne Yapmak İstiyoruz?

Dijital Göçebe Okulu organizasyonunun iki temel amacı bulunur.

1. Sadece kursiyerlerimize değil, kursiyerlerimizin ulaşacağı geniş halk kitlelerinin arzu ettikleri sonuçlara ulaşma noktasında rehberlik hizmetlerine ulaşmalarını sağlamak.

2. Dijital Göçebe Okulu aracılığı ile seçilmiş bir azınlığa yönelik Yeni Nesil Online Hybrid Kurs Danışmanlığı Eğitimi verilir. Eğitimin amacı Türkiye'nin en elit ve Dijital mecralarda en güçlü konumu elde edecek olan Dijital Göçebe topluluğunu oluşturmaktır.

Okul kayıtları genel kitleye kapalıdır ve sadece rezervasyon usulü ile uygunluğu teyit edilen adaylara açılır. Okulu başarı ile tamamlayanlar, mevcut düzenden çıkarak işini bilgisayarına taşır ve dijital mecralarda kendi hakimiyetini kuran Dijital Göçebeler arasına katılır. Artık sabah kaçta kalkmanız gerektiğini ve hangi koşullar altında nasıl çalışmanız gerektiğini size söyleyen bir otorite olmayacak, işinizi kurmuş olduğunuz otomasyonlar ilerletirken siz hayatınızı hobileriniz etrafında huzurlu ve stressiz bir şekilde ilerletmenin hazzını yaşayacaksınız. Sermayesiz bir şekilde bir kere oluşturduğunuz dijital varlıklar ömür boyu size para kazandıran bir kira geliri gibi çalışacak.

Neden Yapmak İsitiyoruz?

Size bir soru yönelteceğim ve bu soruya vereceğiniz cevap önünüzdeki 20 yılınızı belirleyecek güçte olacak.

Soru oldukça basit;

Ne için çalışıyorsunuz?

Bu soru Danimarkanın Kopenhag şehrinde 1.300 kişiye sorulmuş . Verilen cevapların farklı alt kırılımları olsa da günün sonunda cevaplar 3 ana başlıkta toplanmış.

Ekonomik Özgürlük

Zamansal Özgürlük

Mekansal Özgürlük

Gerçekten de hepimiz farkında olsak da olmasak da bu 3 şey için çalışıyoruz. Ancak mevcut sistem içinde hapsolan 8-5 çalışanların tamamına yakını bu 3 şeye aynı anda sahip olamıyor. Bu üçüne aynı anda sahip olacağınız bir işi bir yana bırakın, çalışanların %70’e yakını yukarıdaki 3 özgürlük parametresinden sadece birini dahi sağlayan bir işe sahip değiller.

Şu an durun ve kendinizi düşünün. Yaptığınız iş her neyse, bu işi yukarıdaki 3 özgürlük parametresi ile ilişkilendirin. Bu sorulara vereceğiniz cevap, ne kadar özgür olduğunuzun puanını ortaya çıkaracak.

SORU 1- Şu anda yaptığınız iş size maddi özgürlük sağlıyor mu? (Ekonomik Özgürlük)

SORU 2- Şu anda yaptığınız iş size istediğiniz günler de, istediğiniz saat aralığında çalışma özgürlüğü tanıyor mu? Ya da dilediğiniz zaman dilediğiniz eylemi yapma özgürlüğünüz zamansal bir sorumluluktan dolayı kısıtlanıyor mu?(Zamansal Özgürlük)

SORU 3- Şu anda yaptığınız iş size dilediğiniz yerden çalışma imkanı sağlıyor mu? (Mekansal Özgürlük)

Fark ettiyseniz bu 3 soru Zamansal, Mekansal ve Ekonomik özgürlüğü tanımlayan sorular.

* Bu 3 sorudan 3'üne de evet cevabını verdiysen tebrikler. %5 lik şanslı bir kesimdesiniz ve %100 oranında özgürsünüz!

* Eğer 2'sine evet cevabını verdiyseniz yine tebriği hak ettiniz. %10'luk şanslı bir kesimdesiniz ve %66 oranında özgürsünüz. Hiç de fena değil!

* Sorulardan sadece birine evet dediyseniz sizin için alarm çanları çalıyor demektir. Yine de kendinizi bir nebze avutabilirsiniz. %15'lik görece averaj bir kesimdesiniz ancak özgür olduğunuz söylenemez. %33 oranında özgürsünüz. Matrix dünyasında mavi hapı alan mutlu bir modern köle.

* Hiçbirine evet yanıtı veremediyseniz üzgünüm. %70’lik şanssız bir kesimdesiniz ve özgürlük oranınız %0. Fark etseniz de etmeseniz de mevcut sistem tarafından zincire vurulmuş modern bir köle gibi yaşıyorsunuz. Sistem içinde zenginleri daha zengin etmek isteyen koca çarkın ufak bir parçasısınız.

Tıpkı şu aşağıdaki ödüllü kısa filmdeki gibi...

Sizi Sinirlendirdiğimin Farkındayım Ancak Birilerinin Size O Kırmızı Hapı Uzatması Gerekiyor.

Gerçeklerle yüzleşmek, eğer o gerçeğin tam merkezindeysek ve bizi derinden yaralıyorsa kızdırır. Mutsuzluğumuzu ve sefaletimizi hatırlatır ve bunlara karşı ani ve agresif bir şekilde inkar mekanizmamız çalışmaya başlar. Acı gerçeklerle yüzleştirilen insanlar ''Defol git başımdan ben gayet iyiyim'' temalı cümlelerle döver sizi.

Yanımızda sistem dışına çıkmış özgür bir birey gördük mü canımız sıkılır ve ona karşı gizli bir kin, kıskançlık ve nefret duygularıyla karışık bir duygu besleriz. Şartlar müsaitse ilk fırsatta onu da aşağıya, bizim yanımıza çekmeye çalışırız. Peki ama neden? Çünkü etrafımızdaki özgür bireyler bize kendi sefaletimizi ve modern köleliğimizi anımsatır. Aksine etrafımız kendimiz gibi sefalet içinde olanlarla çevriliyse bu bizi rahatlatır ve mutlu eder. (Mavi hapı alanlar yardımlaşma ve dayanışma derneği)

Ancak aramıza ne zaman kırmızı hapı alan özgür bir birey gelir, işte o zaman huzursuzluk ve mutsuzluk baş gösterir. Çünkü ''gerçek'' tam karşımızda aynayla durur ve kendi sefilliğimizi yüzümüze vurur. İşte zirvedekilere duyulan öfke ve onları aşağı çekme refleksinin sosyolojik sebebi bundan beri gelir.

Ülkemizin ekonomik durumu ortada. Mevcut ekonomik sistem çökmüş durumda. Zamanla %66 özgür olanlar %33’e, %33 özgür olanlarda %0 a düşecek ve çöken ekonomik sistemle beraber git gide daha da fakirleşecek. Zaten %0 özgür olanlarlar ise maalesef telef olacak. Asıl soru şu;

Bu sistem çökerken bu sistem içindekiler nasıl ayakta kalabilir? Cevabı biraz radikal...

Mevcuttaki modern kölelik sisteminin dışına çıkıp kendi sisteminizi yaratarak.

Eğer mevcut bir sistemin içindeyseniz bu sistem çöktüğünde sistemle beraber sizde vasıfsız hale gelir ve çökersiniz. Ve özgürlük oranınız git gide azalır. Özgürlük elbette görece bir kavramdır ve mevcut sistem içinde çalışan 8-5 çalışanların bir çoğu kendini özgür zanneder. Ancak bir çoğu bunun bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamaz. Neden mi?

Düşünün.

5 metre çapında çitle çevrilmiş bir yerdesiniz, ancak boynunuzda 6 metrelik bir ip bağlı ve bu sayede tüm bu çitin etrafına rahatça gidebiliyor, istediğinizi gönlünüzce yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla kendinizi özgür hissediyorsunuz, çünkü size çizilen alanda rahatça hareket edebiliyorsunuz. Dünyayı o çitten ibaret sanıyorsunuz.

Ancak özgür değilsiniz çünkü dünya mevcut sistemin size çizdiği o kısıtlı çitin çok daha fazlası. O çitin dışında bambaşka bir dünya var. Ama mevcut sistem size özgürlüğü çok dar bir alanda tanımlıyor, dolayısıyla 8-5 düzende çalıştığınızda "hafta sonu tatili" size özgürlük gibi geliyor. Her ay aldığınız maaş size özgür hissettiriyor. Ancak zamansal özgürlük, mekansal özgürlük ve ekonomik özgürlük bu çitin içinde yok. Bunlara sahip olmak için boynunuzdan bu ipi söküp atmalı ve bu çitin dışına çıkıp kendi sisteminizi kurmalısınız. Bunun başka bir yolu yok!

Ve işin umut verici tarafı şu ki; eskiden bu çitin kapıları sımsıkı kapalıydı ve üstüne kilit vurulmuştu. Bunun dışına çıkmak imkansıza yakındı. Ancak günümüzde dijital dünya ve yapay zeka teknolojileri bu çitin kapılarını bizim için açık bırakıyor ve bize muazzam bir fırsat sunuyor. Yapmamız gereken tek şey boynumuzdan o tasmayı çıkarmak ve yavaşça o kapıdan çekip gitmek.

İYİ DE SEN KİMSİN BE ADAM...

......dediğinizi duyar gibiyim.

O ya da bu şekilde biraz şansla, biraz edinmiş olduğum özel yetkinliklerle ve biraz da farkındalık sahibi olmakla bu çitin dışına çıkma cesaretini göstermiş sıradan birisiyim. Kenimi tanımlayacak hiç bir özel yeteneğim ve vasfımın olduğuna inanmıyorum. Sadece bir parça disiplinliyim diyebilirim.

Kamuda 8-5 kadrolu bir Yüksek Mimarken bu özgürlük oranımın nasıl zamanla azaldığını ve sonunda sıfıra dayandığını çok acı deneyimledim. Dolayısıyla bunun nasıl bir his olduğunu iyi biliyorum. Başlangıçta ben de toplumun büyük çoğunluğu gibi sistemin çizdiği yoldan ilerledim ve özgür olacağımı düşündüm. Sistem ne dediyse yaptım.

❗ Sistem üniversite okumam gerektiğini söyledi ve ben de Mimarlık Fakültesine gidip bu görevimi gerçekleştirdim. Elime bir kağıt parçası (diploma) verdiler ve bununla özgürlüğüme ulaşacağımı sandım. Ama olmadı. Bırakın bu diplomanın bana özgürlüğümün 3 parametresini vermesini, özgürlüğün 1 parametresini dahi veren bir iş vermedi.

❗ Lisans diplomamın işe yaramadığını görünce sistemin yönlendirmesi ile Yüksek Lisansımı yaptım. Eksik şeyin bu olduğuna inandırıldım. 4.00/ 4.00 ortalama ile fakülte
1.si olarak mezun oldum. Bu sefer özgüvenim yerimdeydi ve bu ortalama ile beni havada kapacaklarını düşündüm. Ama yine olmadı.

❗Bir şeyler eksik herhalde diyerek sistemin yönergelerini takip etmeye devam ettim. Sistem bana Dil öğrenmen lazım dedil. 2 yabancı dil öğrendim, dil yeterlilik sınavlarını geçtim. Bu sefer tamam dedim. Ama fayda etmedi. Yine iş yoktu.

❗Sisteme öylesine körü körüne bağlıydım ki ne derse hipnozlanmışçasına yapıyordum. Sistem bu sefer de yetkinliklerimi geliştirip rakiplerimin önüne geçmem gerektiğini söyledi. Bir Mimar olarak AutoCAD programını bilmek yetmez, diğer mimari programlara da hakim olmalıymışım. Sorun değil, Revit, 3dMAX, ArchiCAD, SkectchUP programlarını hatim ettim. Artık özgüvenim tavandı.


LİSANS: ✅
YÜKSEK LİSANS: ✅
YABANCI DİL: ✅
EK YETKİNLİKLER: ✅

Bilin bakalım ne oldu? Bildiniz. Hiç bir şey olmadı. Zamanımı, paramı, motivasyonumu ve inancımı yani tüm kaynaklarımı yıllarca çöpe attım. Sistem beni oyalayıp durdu ve günün sonunda hiç bir şey vermedi. Nasıl verebilirdi ki? Elindeki kaynak sayısı belli, o kaynağa ihtiyacı olan insan sayısı belliydi. Oturulacak 5 tane boş koltuk varken bu koltuklara oturmak için sırada olan 5.000 tane aday vardı. Sistem elbette bizi oyalayıp duracak ve sonra pes etmemizi ya da karın tokluğuna çalışmayı göze almamızı bekleyecekti. Başta bu basit matematiği yapsaydım bunca yılımı heba etmezdim. Ancak bu farkındalığa çok sonradan ulaştım. Günün sonunda 3 özgürlük parametresinin bırakın 3'üne birden sahip olmayı, mevcut sistemde bunlardan 1'ine sahip olma imkanı bile çok çok düşüktü. Bunu kabullendim ve maalesef hayatta kalabilmek adına 0 parametreli kamudaki işime girdim. Ve bu girdiğim klasik 8-5 işte başınıza neler geldiğini anlamamı sağlayacak tüm deneyimleri 4 yıl boyunca yaşadım.

⚠️ Maaşınızı çektikten 3 gün sonra bu maaşın nasıl buharlaştığını ve bir sonraki maaşa kadar nasıl eksi bakiyeyle survivor hayatı yaşandığını iyi biliyorum.

⚠️ Sabah sevmediğiniz bir işe gitmek için alarmınızı küfür ede ede kapatmanın ve mutsuz bir şekilde gününün en verimli saat aralığını bir kuruma ipotek etmenin verdiği kötü hissi biliyorum.

⚠️ Her gün aynı iş yerine gidip keyif almadığınız iş arkadaşlarınızla aynı odayı paylaşmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum.

⚠️ Kendi evinden ya da istediği lokasyondan çalışma özgürlüğünün hayalini kurmanın ama buna ulaşamayacağınıza kendinizi inandırmanın nasıl bir hayal kırıklığı hissi yarattığını da biliyorum.

⚠️ 8-5 mevcut sistem içerisinde kalmaya devam ettiğim taktirde 3 özgürlük parametresine aynı anda asla sahip olamayacağımı da biliyorum.


*****

Neyse ki Dijital Dünya bize kendi sistemimizi yaratmanın kapılarını sonuna kadar açıyor. Bu sebepledir ki 4 yıllık kamudaki kadrolu mimarlık mesleğimden istifa edip kendimi çitin dışına, dijital mecralara atabildim ve mevcut sistemden çıkıp kendi sistemimi aylar içinde yaratabildim. Ve kendi dijital sistemimi kurduğumda mevcut modern kölelik sisteminin 50 yılda veremediği 3 özgürlük parametresini aynı anda aylar içinde edindim.

Ekonomik Özgürlük ✓

Zamansal Özgürlük ✓

ve Mekansal Özgürlük ✓

Tüm bunlar Dijital Göçebe olmamı sağladı ve hayatımı baştan aşağıya değiştirdi. Ve tüm bunlara ulaşmam 1 Yıl dahi sürmedi. Başlangıçta beni tanıyan ya da bilen kimse de yoktu. Herhangi bir özel yeteneğim ve bilgim de yoktu. Ve her şeyden önemlisi sermayem de yoktu. Keşke bununla kalsa, ben bırakın sermayeyi tam anlamıyla eksi sermaye ile başlamıştım. Ve beni bu modern kölelik sisteminden çıkarıp özgürlüğümü tamamen elime almamı sağlayan şey 5 farklı isim ile tanışmam ile olmuştu. Kim miydi bunlar?

🙏 Frank Kern
🙏 Sam Ovens
🙏 Russel Brunson
🙏 Sabry Suby
🙏 Alex Hormozi

İşte bu yukarıdaki 5 isim benim hayatımı baştan aşağıya değiştirdi. Onlar sayesinde Info Marketing iş modelini keşfettim. Ne öğrendiysem onlardan öğrendim. Bugün Kamuda bir Yüksek Mimarın bir aylık maaşını 1-2 günde kazanabiliyorsam, Doktorların, Mühendislerin, Mimarların 30-40 yıl çalışsa dahi ulaşamadıkları ve asla da ulaşamayacakları özgürlüğün 3 parametresine 1 yıldan kısa sürede ulaşıp 1990 doğumlu biri olarak 30 yaşımda ulaşarak erken emekli olduysam bu tamamen yukarı ismini verdiğim kişilerin eğiti materyallerini keşfetmem ve onların gösterdiği rotada sorgulamadan ne anlattıysalar onu yapmamdan kaynakladı. Ve o günden bu güne bu insanların bende yarattığı bu etkiyi ve minnet duygusunu ben de Türkiye pazarında ekonomik sistemin sıkıştırdığı ve hayatları perişan olan, gelecekten ümidini kesmiş insanlar için yaratmak istiyorum. İşte Türkiye'nin Trademark'lı ilk profesyonel Info Marketing Koçluk programı olan Dijital Göçebe Okulu programı bu vizyon ve misyon temelinde 2022 yılının ilk çeyreğinde lansmanını yaptı. Aradan geçen 4 yılda +1.500 kursiyere ulaşıp yüzlercesini (+300) aylık gelirlerini 6 haneli bandlara çıkartmayı başardık ve tamamen kendi özgürlüklerini eline almalarına vesile olduk. Bunu yaparken bizim büyüme grafiğimiz de elbette arttık. Öğrencilerimiz kazandıkça biz daha fazla kazandık ve bununla gurur duyuyoruz. Kazan-Kazan formülü ile Türkiye'de ekonomik sistemin boğduğu gençlere mükemmel bir kaçış kapısı açtık ve açmaya devam edeceğiz.

Ben Deniz DUMAN. Dönüşüm Sistemleri ve Dijital Göçebe Okulu kurucusuyum.

Google’ın tüm reklamcılık platformlarından resmi sertifikalı ve Dünyanın en büyük 10 bulut firmasından biri olan ManyChat Global tarafından Partner Eğitmen ve Uzman Pazarlama Danışmanı rozetlerini alan ülkemizdeki ilk ve tek Dijital Pazarlama danışmanıyım.

Bugüne dek +62 binin üzerinde kursiyerime ücretli ve ücretsiz eğitim materyalleri sağladım. +1.500'ün üzerinde Dijital Göçebe Okulu kursiyeri ile Türkiye'nin İlk Info Marketing koçluk programını başlattık. Binlerce işletme ve serbest girişimcinin Dijital Dünyada dominasyon sahibi olmasına vesile olduk. Şu anda Davet edildiğim bir çok dernek ve üniversitelerin ilgili kulüplerinde seminer veriyor ve girişimcilerin mevcut sistemden çıkarak dijital ortamda kendi sistemini kurmaları noktasında önemli gördüğüm strateji ve teknikler üzerine danışmanlık veriyoruz.

Peki. Şimdi gelelim kendimizi bu sistemin dışına nasıl atacağımıza ve kendi sistemimizi kuracağımıza.

Nasıl Yapıyoruz?

Bu sorunun cevabını 8 yoğun haftalık sürece en detaylı şekliyle adım adım sığdırdım. Taktir edersiniz ki bu yoğun içeriği tek bir cümle formatına sokup ‘’çözüm bu’’ demek oldukça zor. Ancak en kaba ve genel tabiri ile bu sistemi nasıl kuracağımızdan bahsedeceğim. Ancak özet olarak Dijital Göçebe Okulu programında neyi amaçladığımızı tek bir cümleye indirgememe izin verin;

🎇 Bu programda; ben Deniz Duman olarak kendi niş alanımda (Dijital reklam/Dijital pazarlama) yaptığım işi (Info Marketing), siz Ahmet/Mehmet/Ayşe/Fatma olarak kendi seçeceğiniz niş alanda nasıl yaparsınızı öğreneceksiniz.

Yani kendi yaptığım iş modeline sizi de çekmek ve sizin de aynı iş modelini ve otomasyon kurulumlarınızı yapmanızı sağlıyoruz.

Yapacağımız şeyi 3 basit adıma indirgersek;

1. Adımda; Sorunu olan niş bir kitle tespit edip bu kitlenin sorununa çözüm üretip ardından bu çözümü dijital bir varlık haline getiriyoruz. (Niş kitlenin nasıl seçileceğini programda öğreneceksiniz.)

2. Adımda; Bir sistem yaratıp bu dijital varlığı bu sistem üzerinden satışa sunuyoruz.

3. Adımda; Bu sistem içinden insan faktörünü çıkarıp tüm süreci otomasyon ve yapay zeka araçlarına devredip gelirimizi 6 hanelere ölçekleyebiliyoruz.

Özet olarak işin içine kendimizi de kattığımız hybrid bir online kurs ya da e-kitap vb. dijital varlıklar yaratacağız ve ardından bu dijital varlıkları çeşitli otomasyon sistemleri ve dijital reklam stratejileriyle hedef kitlemizle buluşturacağız.

Zamansal olarak sonsuz bir kaynağımız var. Çünkü eğitimi bir kez oluşturacağız ve ondan sonra sonsuza dek aynı eğitimi satabileceğiz. Hammadde derdi yok, Nakliye derdi yok, Operasyonel süreçler yok, kar payı dağıtımı yok, stok problemi, depo problemi yok, personel karmaşası yok. En güzeli de sermayeye ihtiyaç yok!

Sermaye gerekmeyecek çünkü tek sermayemiz bilgimiz olacak. Kullanacağımız teknik araçların bir çoğu ücretsiz olacak. Bu sebeple sermayeniz olmadan başlayarak aylar içinde bir mühendis ya da mimardan 3-5 kat daha fazla gelir kazanabileceğiniz güçlü bir sistem yaratabileceğiz çünkü zaman kaldıracını kullanacağız.

Kulağa oldukça kolay geliyor farkındayım. Aslında kolay değil. Ama BASİT!

İşin detaylarında milyonluk stratejiler gizli ve Türkiye'de bir elin parmak sayısını geçmeyen şanslı bir azınlığın bildiği özel uygulamalar söz konusu. Zaten farkımızı da bu ufak nüanslar ortaya koyacak. Bu iş modelinin dünyadaki en büyük temsilcileri ve bu işin bilimini ortaya koyan Sam Ovens, Fran Kern, Russel Brunson, Sabry Suby ve Alex Hormozi'nin tüm elit stratejilerine ulaşacaksınız. Deneme yanılma yapmak zorunda kalmadan, kanıtlanmış modeller ve sistemler ile her ay banka hesabınıza 6 haneli rakamları nasıl zahmetsizce çekeceğinizi keşfedeceksiniz.

Klasik Danışmanlığın Devri Sona Erdi!

Klasik danışmanlık, bir zamanlar kısıtlı bir kitle için iyi bir online gelir kazanma modeliydi ancak bir çok sorunlu yapısından dolayı klasik danışmanlık artık karlı bir iş olmaktan çıktı. Klasik Danışmanlık modeli, içerisinde insan faktörünü barındıran, sürdürülebilir olmayan, yüksek kazanç ve ölçeklendirmenin mümkün olmadığı, kurumsal firmalarla rekabete girmenizin zor olduğu, müşteri bulmak için çırpındığınız, bayat, etkisiz ve kar marjı düşük bir iş modelidir. Ayrıca bu alanda rakipleriniz çoktur ve mevcut rekabette öne geçip dominasyon kurmanız oldukça zordur.

Ben bireysel olarak danışmanlık yapmayı çoktandır bıraktım ve aldığımız danışmanlık işlerini ekibime yönlendiriyorum. Gün geçtikçe elimizdeki danışmanlık işlerini azaltıyorum çünkü sizlere öğreteceğim şeyi harfiyen kendim de uyguluyorum ve klasik danışmanlıktan kazandığım paranın 8-9 katını çok daha az eforla çok daha basit bir şekilde Dijital Göçebe Okulu programında anlattığım info marketing teknikleriyle satışını yaptığım eğitim satışlarından kazanabiliyorum. Bir noktadan sonra klasik danışmanlık yapmak inanın hammallık olarak geliyor. Evet radikal bir söylem ama maalesef böyle. Bunu yeni nesil online hybrid kurs danışmanlığı modeline geçtikten bir kaç ay sonra kazançlarınızla sizler de göreceksiniz zaten.

Bu sebepledir ki sizi Klasik Danışmanlığa yönlendiren sahte guruların hemen hemen hepsi klasik danışmanlık yaptığını iddaa eder ancak gerçek manada danışmanlık yapmaz. Kendileri Online Kurs Danışmanlığı verirken sizi çürümüş Klasik Danışmanlık modeline yönlendirirler? Peki ama Neden? Çünkü Online Kurs Satışı Ölçeklenebilir, Otomasyona dökülebilir, Rakipsiz bir pazar alanına hitap eder ve kar marjı yüksektir.

Bu Sistemi Herkes Kurabilir Mi? Bu Sistem Kimler İçin?

Dünyada herkes için uygun olan tek bir şey asla yoktur. Ve herkes herşeyi yapamaz. Kişisel gelişim uzmanları ve mantar gibi türeyen yaşam koçlarının ısıtıp ısıtıp önümüze koyduğu herkes yapabilir sen de yapabilirsin mottolarına inanmıyorum.

Benim gözümde 3 kategori var.

Bazı işlerin, bazı karakterlere, yetkinliklere ya da özel durumlara sahip olanlar için daha avantajlı olduğunu bazılarına ise dezavantajlı olduğunu düşünüyorum. Bunlar iki ayrı kategori. Bir de bunlara ek 3. kategori var ki bunlar ne avantajlı, ne de dezavantajlı kategoridedir. Bunlar doğrudan uygunsuz olan kategoridedir. Yani o işi hiç bir koşulda yapmasına imkan olmayan kitleyi tanımlar. Bu fiziki bir engelden dolayı olabileceği gibi Kültürel, Zihinsel ya da Vizyonel sebeplerden dolayı da olabilir.

Ve 3. kategori toplumda her zaman en büyük kitleyi oluşturur. Pareto ilkesi burada da devreye girer. Her sektör için uygun olan insanların sayısı %20 iken uygun olmayanların sayısı %80'dir ve bu %80'lik devasa kitle 3. kategoriyi oluşturur. Bu sebeple bu kurs %20'lik kesimi oluşturan 1. ve 2.kategorideki seçili azınlık içindeki insanlar için tasarlanmıştır.

1.Kategorideki avantajlı kesimde olanlar kursdan çok ama çok hızlı sonuç alabilecek ve ilerlemesi diğer kategoridekilere nazaran daha hacimli ve hızlı gerçekleşecektir. Bunun yanında harcayacakları efor da görece daha az olacaktır.

Peki 1. kategorideki avantajlı kesimler kimler;

Bir Koç, Danışman, Kurs ya da İçerik Oluşturucusu, Ajans, İşletme Sahibi, Influencer, Kanal/Kitle Sahibi olan ya da herhangi bir konuda yetkin bilgiye sahip olan genç bir girişimciyseniz ve ayda en az 1.000$ kazanan bir uzmansanız, Dijital Göçebe Okulu tam size göredir.

Hali hazırda bir uzman değilseniz, yani 2. kategoride olan dezavantajlı kesimdeyseniz sizin için iyi bir haberim var çünkü Info Marketing sistemlerini anlattığımı Dijital Göçebe Okulu sizin gözünüzden tasarlanıp oluşturuldu. Yani daha önceden hiç bir şey bilmeyen ve herhangi bir konuda uzmanlığı olmayan kişilere özel sıfırdan uzmanlık seviyesine geleceğiniz detaylıkta kurgulandı. Hali hazırda bir uzman değilseniz dahi Dijital Göçebe Okulunda bir uzmanlığın nasıl edinileceği size öğretilecek ve yeni bir niş alanı seçip sıfırdan spesifik bir konu hakkında dijital varlıklarınızı satabileceksiniz. Uzman, Danışman ya da Eğitmen olmanıza kesinlikle gerek yok. Ancak bu gruba dahil olan bir kişinin diğerlerine oranla daha sabırlı, daha disiplinli ve daha kararlı olması zorunludur.

Daha önce de söylediğim üzere %80 lik kesimi kapsayan 3.grup ise hiç bir şekilde vaktini ve naktini bu alanda heba etmemeli çünkü bu kurs onlara hiç bir şey vaat etmiyor.

Dijital Göçebe okulu temelinde size Ekonomik, Zamansal Ve Mekansal özgürlüğünüzü sağlayacak internet tabanlı online iş modelinizi kuracağınız pasif gelir otomasyon sistemlerini gösterir. Okul'da hayal satılmaz. Boş motivasyon videoları ve laf kalabalığı yapılmaz. Bilim insanı titizliği ile teknik ve felsefi yaklaşım oluşturulur.

Okul Ekonomik, Zamansal ve Mekansal Özgürlüğü ihtiyacı olanlara değil, hak edenlere vaat eder. Kolay yoldan yata yata para kazanma hevesiyle yanıp tutuşan, çalışmadan emek göstermeden bir şeyler başarabileceğini sanan, şikayet eden ve sürekli sızlanan, mevcut sisteme ve 8-5 düzenine sıkı sıkı sarılan, risk alma kapasitesi olmayan, daha azıyla yetinmeye odaklı, talimatları harfiyen uygulamayan, inançsız ve umutsuz kişiler için bu kurs uygun değildir. Ve bu kurs AŞIRI TEMKİN hastalığına yakalanan kişiler için asla uygun değildir.

AŞIRI TEMKİN, TEMKİNSİZLİKTEN ÇOK DAHA ZARARLI BİR KARAKTER HASTALIĞIDIR.

Bu hastalığa sahip olanlar daima yerinde sayar ve aksiyona geçemezler. İçleri şüphe ile doludur ve daima zihinleri bir işin "neden olmayacağı ile alakalı" fikirler aramaya çalışır. Zihin kendisine biçilen görevi muhakkak yerine getirir ve aradığı şeyi onlara daima verir. Bu da bu kişilerin asla yola çıkamamalarına ve ömürleri boyunca konfor alanında modern bir köle olarak yaşamalarına sebep olur. Bu hastalığa sahip olmayanlar yola çıkıp özgürlüklerini ellerine alırken aşırı temkinliler gizli bir haset ve kıskançlık ile bu kişileri izlemekle yetinirler.

Bu Kişiler Suya Karışan Mürekkep Gibidir

Bu kişiler suya karışan mürekkep gibidir. Mürekkep suya karıştığında onu tekrar sudan arındıramazsınız. Bu sebeple aşırı temkin hastalığına yakalanan şüpheci kişiler mürekkep gibi içine girdiği topluluğun yapısını bozarak onu zehirler. Tıpkı bir bardak suya damlatılan bir damla mürekkebi suyun içinden ayıklayamadığımız gibi bu insanlar da temas ettikleri insanları zehirler. Dolayısıyla Dijital Göçebe Okulu programında bu tür aşırı temkin hastalığına kapılmış, negatif ve şüpheci insanları aramızda istemiyoruz. Güvenlik peşinde koşan temkinli insanlar sadece info marketing değil, diğer hiç bir farklı yolculuğa çıkmamalı. İşte bu sebeple Dijital Göçebe Okulu programının içindeki topluluğun kalitesini yüksek tutmak adına bu kişileri saptamak için bir kaç filtre uyguluyor ve bu kişileri bu topluluğun bir parçası yapmamaya özen gösteriyoruz. Çünkü bir grubun hızını ve kalitesini o grubun başındaki değil sonundaki kişi belirler ve biz elit bir grup oluşturmak istiyoruz. İşte bu sebeple Dijital Göçebe Okulunu genel kitleye açmayı doğru bulmuyor ve katılımcıların uygunluğuna bizler onay verdikten sonra program kayıtlarını alıyoruz. Bunu yapmamızın 2 sebebi var.

1.si Kursu elit ve başarılı bir azınlığın topluluğu yapmak ve kursa dahil olan kişilerin ilerleyişini bire bir kontrol etmek istemem. Yani bu kursa kontrolsüz kalitesiz saçma sapan insanları alıp hem grubun kalitesini düşürmek hem de grubun başarı oranını düşürmek istemiyorum.

(Nedense başarısız olan 1 kişinin sesi başarılı olan 10 kişinin sesini bastırıyor. Dolayısıyla başarı oranı yüksek kursiyerlerle ve buna uygun olduğunu düşündüğümüz girişimcilerle ilerlemek istiyoruz.) Gruba katılan insanların büyük bir kısmını hedefine ulaştırma vizyonuyla yola çıkıyorum ve bunu sağlamak istiyorum.

2.ci sebebi ise paylaşacağımız elit bilgilerin kontrolsüzce genel kitleye yayılmasını engellemek. Bu aslında bencilce gözükebilir ancak emin olun öyle değil. Çünkü bu kursta paylaşılan stratejilerin ve çok bilinmeyen özel tekniklerin herkes tarafından bilinmesi size zarar verecektir. Ben zaten sistemlerimi kurdum ve hedeflerime ulaşıp kendi alanımda rakipsiz bir pazar alanı yaratıp burada dominasyon kurmayı başardım. Ancak siz henüz yola yeni başlayacaksınız ve bu bilgilerin okul dışına sızması size daha çok potansiyel rakip doğuracaktır ve bu başarı hızınızı etkileyecektir. Bu sebeple yer yer doğrudan satış funnel'ı üzerinden kampanyalarımız olsa da programa katılımcıları genellikle randevu görüşmesi yaptıktan sonra davet etmenin daha sağlıklı olduğuna inanıyoruz.

Bu eleme/filtreleme işlemini yapabilmek adına, yani kursa katılma niyetinde olan adayların uygunluğunun saptanması adına 2 basit filtremiz var. Bunlardan birincisi randevu alırken dolduracağınız anket sorularına verdiğiniz cevapların ciddiyeti ve içeriği, İkincisi ise sizinle yapacağımız telefon görüşmesinde birbirimize uygunluğumuzun tespitinin yapılması.

Not: Uygun olmamak eksik olduğunuz anlamına gelmez. Sadece bizim sistemimiz ve bu iş modeli için uyum sağlayamayacağınız anlamına gelir.

Bu Program Size Ne Fayda Sağlayacak?

Dijital Göçebe Okulu sermayesiz başlayabileceğiniz yeni nesil Online Hybrid Kurs Danışmanlığı işi kurmanızı ve bu işi 6 haneli rakamlara çıkarmanızı sağlayan bir Hybrid Kursdur.

8 Haftalık bu kurs, kursiyerlere özel atölye modülleri, güncelleme paketi, hazır şablonlar, zoom soru cevap yayınları ile desteklenir ve her sektör özelinde dominasyon sahibi olmanızı sağlayacak özel strateji ve otomasyon sistemlerini gösterir. Tüm bu 8 haftalık organizasyon Dönüşüm Sistemleri olarak adlandırılır ve bu sistem 8 haftalık başarılı bir süreç sonunda size şunları kazandırır;

* İşinizi 8-5 klasik sistemden çıkarıp bilgisayara taşımanızı,

* Ekonomik, Zamansal ve Mekansal Özgürlüğünüzü elinize almanızı sağlayacak bir sistem kurarak Dijital Göçebe olmanızı,

* Pazarınızın ihtiyaç duyduğu bir sorunu tespit edip bu soruna çözüm öneren yüksek fiyatlı (5K-30K) bir teklif oluşturmanın bilimini öğrenmenizi,

* İlk 1 ay içerisinde sıfır reklam bütçesi ile 5 müşteri edinmenin formülüne sahip olmanızı,

* Sizi daha önce hiç tanımayan soğuk kitlelerin hizmetinizi satın almasını min. %30 oranında arttıracak özel Satış Stratejilerine hakim olmanızı,

* Yaklaşık 2 ay içerisinde müşterilerinizin özel Funnel ve Dijital Reklam stratejileriyle otomasyona bağlanması ve zahmetsizce sipariş almanızı sağlayan sistemlerin kurulmasını öğrenmenizi,

* Bilim insanı titizliği ile ücretli reklamlara çıkılması ve özel reklam stratejileri ile normalde 5.000₺'lik reklam yatırımına alacağınız müşterileri 1.000₺ reklam bütçesine alınmasını sağlayan tekniklere vakıf olmanızı sağlar.

Özetle Dijital Göçebe Okulu Türkiye'nin en güçlü, dijital mecralardan en çok para kazanan ve tüm özgürlük parametrelerine sahip olmanızı sağlayacak Dijital Göçebeler yetiştirmeyi vaat eder. Bu eğitimin vizyonu Türkiye'nin en elit Dijital Göçebe sınıfını oluşturmaktır.

Son Söz | Kendi Hikayemden Kısa Bir Anektot

Yazımı sonlandırmadan önce kendi hayatımdan kısa bir anektotu paylaşmak istiyorum.

Yüksek Mimardım ve Kamu kuruluşunda kadroya girmiştim. 4 yıldır burada çalışıyordum. Maaşlarım iyileşmişti ama özgürlüğün 3 tanımına yine de sahip değildim. Böyle bir hayat istemiyordum ve hiç bir somut planım ve birikmiş param ya da herhangi bir başka güvencem olmadan kendi kafamda İSTİFA ETMEYİ kararlaştırmıştım.

Bu kararı kafamın içinde vermek benim için inanılmaz güçlü bir hamleydi ama yeterli değildi. Dönüşü olmayan bir yola girmek çok stres bindiriyordu üstüme ve bu istifa kararını uzun bir süre müdürüme iletemedim. Konuşmak için koridora çıkıp müdürün odasının önünden 3-4 kez döndüğümü hatırlıyorum. Bir türlü cesaret edemiyordum çünkü istifa ettikten sonra ya herşey daha kötüye giderse korkusu beni kilitliyordu. Bu sebeple 2. adımı bir türlü atamıyordum.

Günler birbiri ardına akarken 2. adımı atamadıktan sonra 1. adımı atmanın bir anlamı olmadığını ve hayatın akıp gittiğini kendime hatırlatıp "KENDİME BİR TAAHHÜT MEKTUBU YAZDIM." Ve bu mektubu kayda almak için kendime mail olarak attım. Aşağıdaki linkten kendime yazdığım ve hayatımı baştan aşağıya değiştirecek o fitili yakan taahhüt mektubunu sizinle paylaştım. Dilerseniz göz atabilirsiniz.

KENDİME YAZDIĞIM VE TÜM SÜRECİ BAŞLATAN O TAAHHÜT MEKTUBU:

https://docs.google.com/document/d/1Pzp8Yh9pbB4KX9OsrfiNUooRJURf5ZoyGpi9OAA9FRQ/edit?usp=sharing

Bu mektup sonrası belirlediğim tarihte (7 ay sonra) radikal bir kararla cesaretimi toplayarak doğrudan şef ve müdürün de üstü olan daire başkanının yanına gidip istifa edeceğimi ona bildirdim. Üzerimden bir kamyon kalkmış gibi hissettim. Köprüleri yakmıştım. Ve o karardan sonra tüm hayatım 1 yıl içinde hayalini dahi kuramayacağım şekilde olumlu manada değişti.

İşte siz de yazının bu kısmına kadar geldiyseniz zaten zihninizde mevcut sistemden çıkmak gerektiğinin ve kendi sisteminizi kurmanızın şart olduğunun kanaatine varmış olmalısınız. (Umarım) Bu zihinsel farkındalık her şeyin başlangıcı olan ilk ve en önemli adımlarından biridir.

1. adımı attınız.

Ancak kısa süre içinde bu adımı eyleme dökme noktasında bu kararı hayata sokacak o kritik 2. adımı atmadığınız taktirde sistem tekrar sizi içine doğru çekecektir. Hızla aksiyona geçilmediği taktirde kararlılığınız ve motivasyonunuz her geçen gün azalacak ve mevcut sistem içinde kapana sıkışmış halde kalacak, konfor alanınızda koca bir ömrü ıskalayarak kaçıracaksınız.

Tecrübe ile sabittir. Yeni bir başlangıç fikri sperm'e benzer. Başlangıçta coşkulu, heyecanlı ve hızlıdır. Ancak hassas, ve kısa ömürlüdür. Hızla doğru yerde konumlanamazsa trilyonlarcası gibi yok olur gider. Ancak bir sperm doğru zamanda doğru hızda ve doğru yerde(rahim duvarında) tutunursa hayatın mucizesini başlatacak döngüye sebep olur. Hızlı eyleme geçmek ile araya zaman sokmak ve alınması gereken kararları ertelemek arasında işte böyle bir fark var. Bir ucunda hayatın mucizesi, bir ucunda ölüm.

Ve şimdi tüm fitili ateşleyecek o ikinci adımı atmak için önünüzde güzel bir şanş duruyor. Farkındalık sahibi olduysan, ne yaptığında ne olacağını öngörüyorsan ve mevcuttaki konumunu koruduğunda gelecekte seni güzel şeylerin beklemediğini fark ettiysen artık yeni bir şeyler yapmak zorunda olduğun o an tam da bu an. Info Marketing yapmak ZORUNDA DEĞİLSİN! Ancak kesinlikle yeni ve farklı bir şey yapmak zorundasın. Bu yeni yol senin için Info Marketing olacaksa sana yardımcı olabilirim. Aşağıdaki butona tıkla, anket sorularını doldur ve kendin için uygun olan tarih ve saatte randevunu al. Seninle yapacağımız görüşme sadece sana özel hazırlıkla yapılacak ve beraber neler yapabileceğimizi, bu iş için uygun olup olmadığına beraber karar vereceğiz.

Ekonomik, Zamansal ve Mekansal özgürlüğüne kavuştuğun, işini bilgisayarına taşıyıp hayatın tadını almaya başladığın Dijital Göçebelik günlerinde görüşmek üzere. Hoşçakal!

DİJİTAL GÖÇEBE OKULU | SIKÇA SORULAN SORULAR

Dijital Göçebe Okulu & Dönüşüm Sistemleri by Deniz DUMAN