Afrikalı Çocuk ve Çikolata

Afrikalı bir anne çocuğunu çekiştiriyor. Adam çocuğa çikolatayı vermeye yeltense dahi anne ona izin vermiyor. Adamın ısrarcı tutumuna karşı koyamayan anne çikolatayı alıyor ve çocuğun ağlayan bakışları arasında bir lokmada ağzına atarak kendisi yiyor. Çikolatayı veren adam şaşkın ve kızgın;

''NE YAPIYORSUN SEN BE KADIN? NEDEN ÇİKOLATAYI ÇOCUĞA VERMEDİN!

Çocuk, diyor... dikişten yama tutmayan eteğiyle fukara kadın; ''Çikolatanın nasıl bir şey olduğunu öğrenirse hep ister'' Ancak benim ona sürekli çikolata alacak gücüm yok!

Vizyonu dar sınırlara hapis olan olan bu çocuğun geleceğini yazmaya gerek yok sanırım. Çocuklukta sınırlandırılan bu vizyon onun yakasını hiç bir zaman bırakmayacak, hiç bir zaman geniş düşünmesine ve vizyonunu yükseltmesine izin vermeyecek. Çikolata tatmamış bu çocuk büyüdüğünde vizyonu öylesine dar oluyor ki o kalıpları artık kırmak imkansız. Tıpkı benim 8-5 maaşlı işimde tek eğlencemin Google Earth ya da Yandex Panaromik haritaları açıp tatil beldelerinde sanal turlar atıp kendimi mutlu hissettirmeye çalışmam gibi...

Arkadaşım sordu;


Bu yerlere istediğin zaman gidebilecek zamansal ve maddi özgürlüğün olsaydı nasıl olurdu ?


Hayatımda duyduğum en saçma soruydu. Çünkü çikolatanın tadını daha önce hiç tatmamıştım. 7 nesil memur ailemin bana öğrettiği tek şey; paranın zor kazanılan ve gelecekte bizi bekleyen felaket senaryoları için sürekli biriktirilmesi gereken bir şey olduğuydu.

Çok para kazanmak diye bir şey yoktu. Önceden çizilen sınırların dışına çıkıp farklı bir uğraş içinde olmak diye bir şey söz konusu dahi olamazdı. Ailece Tatil yapmak? O sadece film ve dizilerde olan saçma salak şeylerdi. Bir ailenin toplu şekilde 2 hafta tatile çıkıp gelmesi ne kadar tutardı haberim var mıydı benim!!

Böyle bir şeyin mümkün olabilecek olmasını düşünecek düzeyde bir vizyonum yoktu. O zamanlar hayatımdaki en büyük hayal senaryosu, 5 (bazen 6) olan iş gününün 4 gün olması hayali.( Bazen çılgınlık yapıp 3 gün olsaydı nasıl olurdu acaba deyip kendimi şımarttığımda oluyordu) Hayalimin en geniş sınırı buydu işte 😇

DÖNÜM NOKTASI: ÇİKOLATAYA DİLİM DEĞDİ VE İŞLER DEĞİŞTİ!

Sonra nasıl olduysa ağzıma bir çikolata parçası değdi. Bütün dünyam değişti. Ve evet bütün dünyamı değiştiren o çikolata; Martı Jonathan Livingstondu.

Gerçekten bazen düşününce tüylerim diken diken oluyor. İnsan denen varlığa hem hayran oluyor hem de ondan utanıyorum. Bazen bu yüce varlığın ufak bir kitapla nasıl kendini aşıp zihnini yapılandırdığını ve hayatını baştan aşağı değiştirdiğini görüp ona hayranlıkla bakıyorum. Sonra aklıma haftanın 6 günü masa başında Google Earth de tatil beldelerinde gezip kendini bu şekilde mutlu etmekle yetinen o aciz insanı düşünüp ondan utanıyorum.

Mevzu uzun ama özeti o çikolatayı erken yaşta ısırmak. Onun tadını almak. Onun tadını bir kez aldınız mı dünya bambaşka bir yer oluyor. Çikolatanın tadını hiç almadıysanız ''şükürcülük'' oyunlarıyla kendi kafesimizde bir kez geldiğimiz bu muhteşem dünya içinde kapana kısılı bir şekilde yaşıyor ve günün sonunda bayat bir filmin senaryosunu bile dolduramayacak şekilde hayatımızı noktalıyoruz.

Peki bu kısır döngüden çıkmak için ilk adım ne olmalı?

İlk adım çikolatayı bulmak ve onun tadına bakmak DEĞİL, onu arayıp bulmaya KARAR VERMEK ve ağzınız burnunuz çikolata oluncaya kadar onu yemeye HAKKINIZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK olmalı.


Çünkü zihnen hazır hissetmediğiniz hiç bir şey size gelmeyecek.

Kaçınız yaşadığınız hayattan memnun?


Kaçınız şu anda yapmış olduğunuz işin size Ekonomik, Zamansal ve Mekansal Özgürlük getirdiğini iddaa ediyor?


Mevcut işiniz ve hayatınız size bu 3 özgürlük parametresini sağlamıyorsa ne için yaşıyorsunuz?


Hayatta kalmak için mi?


Öyleyse siz de diline çikolata değmemiş o Afrikalı çocuk gibi hayata 1-0 geriden başlayacak ve ''Şükürcülük'' oyunu ile kendinizi kandırarak bir kez geldiğiniz bu dünyada sınırlarınızı keşfedemeden göçüp gideceksiniz. Üzgünüm ama olacak olan senaryo bu. Ve aslında siz de bunu biliyorsunuz, ancak kendinize bu gerçekliği hatırlatmıyorsunuz. Neden mi?

Çünkü bu sorunu nasıl, neyle ve ne zaman düzelteceğinizi bilmiyorsunuz. Cevabınızı bilmediğiniz soruları düşünmek sizi gergin, stresli ve mutsuz yapar. Ve hiç kimse mutsuz olmayı sevmez. Bu sebeptendir ki insanlar genellikle gelecekte kendi hayatlarının nereye doğru evrileceği ile ilgili senaryoları düşünmez ve ondan kaçınırlar. Anlık 8-5 düzendeki işlerinden ufak mutluluklar yaratıp ömür boyu onlara sarılarak yaşamayı tercih ederler.


Ne hayat ama!

Ancak neyseki bazen Martı Jonathan gibi çizginin dışına çıkanlar var.

Belki bir çoğunuz bu kitabı okumadı. (Ne büyük bir kayıp!) Kendini 8-5 düzende kıstırılmış hisseden, ne zaman ne yapması gerektiğini söyleyen bir sistem içinde hapsolan ve kendi özgürlüğünü başka kurumlara ipotek edip bu düzenden bir türlü kurtulamayan herkesin okuması gereken bir başucu kitabı. Tek oturuşta okunabilecek incelikte ancak etkisi bir koca ömür sürecek ve derin bir felsefi sorgulama haline gireceğiniz bir kitap. Aslında bir çocuk kitabı. Tıpkı büyük İranlı yazar Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık kitabı gibi. Kusursuz bir yol haritası.

Belki bir çoğunuz bu kitabı okumadı. (Ne büyük bir kayıp!) Kendini 8-5 düzende kıstırılmış hisseden, ne zaman ne yapması gerektiğini söyleyen bir sistem içinde hapsolan ve kendi özgürlüğünü başka kurumlara ipotek edip bu düzenden bir türlü kurtulamayan herkesin okuması gereken bir başucu kitabı. Tek oturuşta okunabilecek incelikte ancak etkisi bir koca ömür sürecek ve derin bir felsefi sorgulama haline gireceğiniz bir kitap. Aslında bir çocuk kitabı. Tıpkı büyük İranlı yazar Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık kitabı gibi. Kusursuz bir yol haritası.

DİJİTAL GÖÇEBE OKULUNA İLHAM OLAN KUŞ VE BALIK

Dijital Göçebe Okulu bulunduğu berbat düzeni kabullenmek zorunda olmayan ve toplumun genelinin kuru gürültüsüne kulak asmadan kendi aydınlığını arıyan, sınırlarını zorlayan, risk alma kapasitesini yüksek tutan, hayattan beklentileri olan girişimcilerin bir okuludur.


Bu okul Türkiyenin en elit Dijital Göçebelerini oluşturma vizyonuyla yola çıktı.

Ekonomik, Zamansal & Mekansal Özgürlük

Bu okulda Dönüşüm Sistemleri adını verdiğimiz otomasyon sistemlerini kurarak nasıl kendi finansal özgürlüğünüzü sağlayacağınızı, 8-5 iş modelinden kurtulacağınızı ve işinizi dijitale taşıyabileceğinizi adım adım anlatacağız. Türkiye'de çok yeni olan ve bir çok kimsenin varlığından dahi haberdar olmadığı güçlü Funnel sistemleri ve dönüşüm sistemleri ile aylık gelirinizi aylar içerisinde nasıl minumum 15.000 ₺ bandının üzerine çıkarabileceğinizi anlatacağız. Bu Kurs yılların deneyimi ve değeri onlarca bin doları aşan alanında otorite eğitmenlerin özel stratejilerinden oluşuyor.


Bu eğitim genel kitleye açık olmayan ve bu yıl sadece randevu ile 99 kişiye özel açılacak olan bir programdır. Ve bu bir aciliyet hissi yaratma amaçlı kullanılan pazarlama tekniği değil.


Bu program sadece 99 kişiyi içerisinde barındıracak ve bu programa 100. kişi dahil olamayacak!


Bunu yapmamızın 2 sebebi var.


1.si;


Kursu elit ve başarılı bir azınlığın topluluğu yapmak ve kursa dahil olan kişilerin ilerleyişini bire bir kontrol etmek istemem. Yani bu kursa kontrolsüz kalitesiz saçma sapan insanları alıp hem grubun kalitesini düşürmek hem de grubun başarı oranını düşürmek istemiyorum. Gruba katılan bu 99 kişinin minumum 90 tanesini hedefine ulaştırma vizyonuyla yola çıkıyorum ve bunu sağlamak istiyorum.


2.sebebi ise;


Paylaşacağımız elit bilgilerin kontrolsüzce genel kitleye yayılmasını engellemek. Bu aslında bencilce gözükebilir ancak emin olun öyle değil. Çünkü bu kursda paylaşılan stratejilerin ve çok bilinmeyen özel tekniklerin herkes tarafından bilinmesi bizden çok size zarar verecektir. Bizler zaten sistemlerimi kuran ve hedeflerine ulaşarak kendi alanımızda dominasyon sağlayan bir ekibiz. Ancak siz henüz yola yeni başlayacaksınız ve bu bilgilerin grup dışına sızması size daha çok potansiyel rakip doğuracaktır ve bu başarı hızınızı etkileyecektir. Bu sebeple bu grubu 99 elit ve başarılı olma kapasitesi yüksek kişiye randevu usulü ile açıyorum.


Bu eleme işlemini yapabilmek adına, yani kursa katılma niyetinde olan adayların uygunluğunun saptanması adına 2 basit filtremiz var.


Bunlardan birincisi randevu alırken dolduracağınız anket sorularına verdiğiniz cevapların ciddiyeti ve içeriği. İkincisi ise sizinle yapacağımız telefon görüşmesinde birbirimize uygunluğumuzun tespitinin yapılması. Uygun olmamak eksik olduğunuz anlamına gelmez. Sadece bizim sistemimiz ile uyum sağlayamayacağınız anlamına gelir.

Dijital Göçebe Okulu Size Ne Kazandıracak?

Yazımı sonlandırmadan önce Dijital Göçebe Okulundan aylar içinde mezun olduktan sonra elde edeceklerinizi özetlemek isterim;

  • İşinizi 8-5 klasik sistemden çıkarıp bilgisayara taşımanızı, Ekonomik, Zamansal ve Mekansal Özgürlüğünüzü elinize almanızı sağlayacak bir sistem kurmanızı yani Dijital Göçebe olmanızı sağlar.
  • Pazarınızın ihtiyaç duyduğu bir sorunu tespit edip bu soruna çözüm öneren yüksek fiyatlı (3K-20K) bir teklif oluşturmanın bilimini öğrenirsiniz.
  • İlk 1 ay içerisinde sıfır reklam bütçesi ile 5 müşteri edinmenin formülüne sahip olursunuz.
  • Sizi daha önce hiç tanımayan soğuk kitlelerin hizmetinizi satın almasını min. %30 oranında arttıracak özel Satış Stratejilerine hakim olursunuz.
  • Yaklaşık 2 ay içerisinde müşterilerinizin özel Funnel ve Dijital Reklam stratejileriyle otomasyona bağlanması ve zahmetsizce sipariş almanızı sağlayan sistemlerin kurulmasını öğrenirsiniz.
  • Bilim insanı titizliği ile ücretli reklamlara çıkılması ve özel reklam stratejileri ile rakiplerinizin yarı reklam bütçesiyle daha fazla satış almanın bilimini öğrenirsiniz.
  • Özetle Türkiyenin en güçlü, dijital mecralardan en çok para kazanan ve tüm özgürlük parametrelerine sahip Dijital Göçebeleri olursunuz. Bu eğitimin vizyonu Türkiye’nin en elit Dijital Göçebe sınıfını oluşturmaktır.

Erken Kalkan Yol Alır!

Atasözü ve deyimlere bayılırım. Kapanışta son sözü güçlü bir fırsat vurgusu ile bir atasözü üzerinden yapacağım.


ERKEN KALKAN YOL ALIR.


Ve her işte olduğu gibi burada da erken aksiyon alanların sahip olacağı güçlü bir avantajdan bahsedeceğim ve gerçekten de erken kalkan yol alacak.

Okulun bu yılki kayıtlarına dahil olabilecek şanslı 99 kursiyer 33’er kişilik 3 farklı kategoride okula kaydı alınacak.


İlk kayıt gerçekleştiren 33 kişi Okula %35 indirimle dahil olacakken,


İkinci 33 kişilik grup eğitime %10 indirimle dahil olacak.


Üçüncü ve son 33 kişilik grup ise eğitime normal fiyatından dahil olacak ve herhangi bir indirim yapılmayacak.


Sadece 99 kişilik elit bir azınlığın dahil olacağı Dijital Göçebe Okuluna %35’lik indirimle ilk 33 kişi arasından dahil olmak için hemen aşağıdaki butona basarak uygunluk anketini doldur ve bu program için neler yapabileceğimizi görüşeceğimiz ücretsiz randevunu al.


Alacağın randevu sadece sana özel hazırlıkla ben veya ekibim tarafından yapılacak ve beraber bu yolculukta nasıl ilerleyebileceğimizi konuşacağız.


Kendi zamanını daha iyi yönetebileceğini düşünen, bir patron emri altında çalışmak zorunda olmadığına inanan, 8-5 modern kölelik düzenine baş kaldırmak isteyen ve hak ettiğinden daha fazlasını kazanmak isteyen dijitale adapte olacak girişimciler ile büyümek istiyoruz.


Programa uygun olduğunun tespitini yaparsak senin için yeni bir hayatın başlangıcı olacak serüven başlayacak.


Zirvede görüşmek üzere!

Dijital Göçebe Okulu & Dönüşüm Sistemleri by Deniz DUMAN